YAZMAK

Yazmanın benim için bir ilaç olduğunu, ilk romanım Sarmal Eğrisi’ni bitirdiğimde anladım. Hayatım boyunca sürekli yazdım; ancak ilk kez bu romanla birlikte, her gün saatlerimi yazmaya ayırarak bir iş disipliniyle çalıştım. İnsan, doğası gereği bir şey elindeyken kıymetini anlayamıyor. Ben de yazmanın üzerimdeki etkilerini, kitabım tamamlandığında fark ettim.

Kitabım bittiğinde fark ettim çünkü o an ciddi bir mental boşluğa düştüm. Bu durumu, hangi işi yaparsak yapalım, sonunda yaşadığımız boşluk hissiyle kıyaslayabilirsiniz. Ancak sizi temin ederim ki yazmak, sadece bir iş değildir. Yazarken duygularım daha berraktı. Üstelik onları daha iyi yönetebiliyordum. Sadece duygularım değil, hafızam da daha güçlüydü. Ve bence en önemlisi: hayata karşı daha umut doluydum.

Aslında mesele sadece roman yazmak da değil. Yıllar önce terapistim, travmalarımı ve obsesyonlarımı yazmamı tavsiye etmişti. Sonuç olarak, yazdıkça rahatladığımı ve hatta zamanla bu yüklerden kurtulduğumu fark ettim. Tüm bunlardan sonra, yazmanın sihirli bir şey olmadığına beni kimse ikna edemez.

Bilindiği üzere Mezopotamya uygarlıkları, büyü ve sihir uygulamalarında oldukça etkiliydi. Ancak bu uygulamalardan geriye sadece en etkilisi kaldı: yazı. Benim için iş, ilaç ve tutku hâline gelen bu muazzam sihrin yaratıcısı yüce Sümer entelektüellerine gönülden şükranlarımı sunuyorum.

SEO keywords: yazmak, yazmanın faydaları, yazı terapisi, roman yazmak, kişisel gelişim, duygusal iyileşme, yazmanın gücü, yazar olmak, zihinsel sağlık, yaratıcı yazarlık, yazmak neden iyi gelir, travma sonrası iyileşme, günlük tutmanın faydaları, yazmak bir terapi midir, yazar motivasyonu, yazarlık süreci, yazı yazmak, yazı yazmanın önemi, yazmak ve iyileşmek, yaratıcı süreç